Bir varmış bir yokmuş ülkenin birinde huzur içinde yaşayan
insanlar varmış… Canım ülkem artık böyle
bir masal. Çocuklara anlatılacak eski günler olarak kalacak sanırım huzurlu
yaşanan bu ülke!
Önceleri bin yılın başında duyardık şu ilde patlama oldu
başlıklı haberleri, şimdilerde ise sık sık karşımıza çıkar oldu hatta üç günde
bir patlama oldu haberini görmezsek medyada,
bir aksilik mi var bu ara patlama olmadı diyeceğiz neredeyse. Yazık…
Patlamalara lanet eden bir millet olduk çok yazık. Sosyal
medyada bitmeyen bir haykırış haline geldi, hangi hesabıma baksam teröre lanet
eden cümleler var. Buna seviniyorum, neyine seviniyorsun yahu bunun sorusunu duyar
gibi oluyorum sizden fakat sevindiğim tek şey ne kadar patlama olursa olsun her
patlamadan sonra yavaş yavaş buna da alışıyoruz demeden tepki vermeye devam
eden bir milletin var olduğunu bilmek sevindiriyor beni. Ya alışmaya
başlasaydık, her geçen gün biraz daha sıradan gelseydi verdiğimiz şehitler ya
insani hislerimizi yitirseydik. Aman Tanrım ne korkunç ve utanç verici olurdu
halimiz. Gerçi çok da gurur verici olduğunu düşünmüyorum ama en azından hala
olaylara tepki verecek kadar duyarlıyız.
Güzel ülkemin patlamalarla dolu gündeminde bu kez
İstanbul’da yaşanan üzücü olay var, maç çıkışı çelik kuvvet otobüsüne yönelik
yapılan hain saldırı yine ülkece
canımızın yanmasına sebep oldu. En son baktığımda 38 şehidimiz ve 155 yaralımız
vardı, rakamlar değişemeye devam edecek maalesef. Canım memleketimin dört bir
yanına ateş düştü yine, ateşin düştüğü yerlerden biri de Malatya. Şehit haberi
Malatyalı üç ailenin evine de düştü, sadece Malatya’ya değil tabi aynı anda 38
eve düştü ve birçok eve de korku çünkü yaralıların sayısı da azımsanacak bir
rakam değil. Özellikle Malatya’dan bahsetmemin sebebi ise şu an burada
bulunuyor olmamdan kaynaklanıyor. Gelelim Malatya’yı yasa boğan üç acıya, 22
yaşında bir polis Okan Doğan iki yıldır İstanbul’da görev yapıyordu, Hamdi
Dikmen ise 28 yaşındaydı babasını kaybetmiş bir polis memuruydu, Yakup Çapat
ise 20 yaşındaydı, bir annenin daha
gençliğinin baharındaki evlatları bu vatan için can verdi. Geriye yas dolu bir aile, yaşanmamış bir ömür
kaldı. Kaçıncı gencimiz şehit olan bu ülkede, ben sayamıyorum artık eğer
saymaya çalışırsam deliririm.
Peki bu ülke niye hale teröre şehit veriyor? Niye, niye,
niye….? Çözümler gerek bize kalıcı çözümler. Annelerin artık şehit annesi olma
gururunu yaşamadan, evlatlarına sarılarak yaşayacağı günler gerek bize. Umut
ediyorum bir gün bitecek demek istemiyorum artık, umut etmek istemiyorum çünkü,
bunun olduğunu görmek istiyorum bu vatan topraklarında. Yas dolu günler geride
kalır umarım… Bu ülke için şehit olmuş her can hakkını ödememiz imkansız.
Canından bu vatan için geçmiş, şehit olmuş güzel yürekli insanlar acınız
kalbimizde baki, nefes aldığımız sürece de sizlere minnet duyacağız.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin var olması adına can vermiş
tüm şehitlerimizin anısına. Ruhunuz şad olsun…
0 yorum:
Yorum Gönder