Bir gün
arkadaşımla telefonda konuşuyoruz, bir olay anlattı bu yazının çıkış noktası
olacak bir olay. Komşusunun bir köpeği vardı ve ara sıra sokağa indirip
sokaktaki köpekler ile oynamasına izin veriyordu, buraya gayet sıradan ee ne
var bunda diye tepki de verdim, sonrası beni de etkiledi sahibi diğer köpeği
eve geri çıkarıyor ve sokak köpeği öylece kalıyor ben ona çok üzülüyorum dedi.
Biraz düşündüm sonra evet üzücüydü beni de etkilemişti. Sokakta yürürken daha
iyi bir gözlemci olmaya başlamıştım, etrafı biraz daha araştırmacı gözlerle
izliyordum.
İnsandık ve en olmamız gereken yerde insan olmayı
unutmuştuk. İnsanlara saygımızı yitirmeye başlamıştık ve bu yüzden doğaya,
hayvana, ağaca bile saygısız olmaya başlamıştık. Ocak ayının son günlerinde,
soğuk bir mevsimdeyiz. Şehirlere karlar yağıyor, düşünmüyoruz biz yine bu kış
günü kendimizden başka kimseyi, hatta başka hiçbir canlıyı düşünmüyoruz.
Kış mevsimini sevenleri hiç anlamam zaten üşümenin
nesi sevilir ki derim hep kendimce. Aksini düşünüp, kışı, karı sevenlere de
saygı duyuyorum elbette. Hayatımızı biraz zorlaştırdığı da acı bir gerçek.
Sokakta yürümelerimiz biraz zorlaşıyor, elimiz donuyor, koşa koşa evimize gelip
ısınıyoruz. Peki gidecek bir sıcak evi olmayanlar? Sokaktakiler, hep sokağın
ortasında olanlar. Ben bu yazımda biraz sokak hayvanlarını, biraz da doğadaki
diğer yaşamaya çalışan canlıları savunacağım, siz de ardından sokakta kalan
insanlar var onlara neden değinmiyorsunuz sorusunu düşünecek olursanız ben
cevabını şimdiden vereyim çünkü insanların konuşma gibi mucize bir özelliği var
ihtiyacını dile getirebilir, yardım isteyebilir ya da kurum ve kuruşların
insanlara yönelik çalışması olabilir. Sokaktaki hayvanların böyle bir yeteneği
yok, yaratılış gereği onlar zaten sokakta hayatını devam ettirebilir, evlerde
yaşamak için yaratılmadılar evet ama onlara yardımcı olmak yaşamalarını
kolaylaştırmak bizden bir şey, hiçbir şey eksiltmez. Bir kuşun karın içinden
yiyecek bulması belki onun için normal bir davranıştır, ama onu zorlayacak bir
davranış mı değil mi bilemeyiz. Sokakta gezen köpekler, kediler tok mudur,
yiyecek bulmuşlar mıdır bilemediğimiz gibi düşünmeyiz bile çoğu zaman. Hep
düşünecek daha önemli konularımız var biz insanoğlunun…
Bahsettiğim sokaktaki bir köpeği kucaklayıp eve
götürmek değil, ortak yaşadığımız bu dünyayı daha güzel hala getirmek ve onlara
biraz daha yardımcı olmak. Yardımseverlik evet doğru kelime bu. Sadece biraz
daha hassas davranmak ve onların da yaşamını kolaylaştırmak. Mesela herkesin
evinin balkonu vardır, bayat ekmeklerinizi kenarlara koyarak misafir kuşlara
küçük bir menü hazırlayabilirsiniz, artan yemeklerinizi çöpe dökmek yerine bir
yer belirleyip orada sokak hayvanları ile paylaşabilirsiniz, seçenekleri
çoğaltmak tabi ki sizin kalbinizin elinde. Neden bugün biraz daha paylaşımcı
olmayasınız ki? Yaşadığımız bu dünyayı mutlu kılabilmeniz dileğimle.
0 yorum:
Yorum Gönder