İnsanların haber alma ihtiyacı tarih boyunca ön
plana çıkmıştır, bu yüzdendir gazetenin milattan öncelere uzanan tarihi. Romalılar zamanında önemli haberleri
duvarlara asılarak haber verme işlevini yerine getirmesiyle başlamış ve
günümüze kadar süregelmiştir.
Teknolojik gelişmelerin başlaması ve matbaanın
bulunmasıyla da basılabilir ve yayılabilir hale gelen gazeteler günümüzde de
haberdar etme görevine devam ediyor. Gazeteler bu görevine devam ederken
gazeteciler de haber peşinde koşmaya devam ediyor.
Dışarıdan bakıldığında çok kolay gibi görünen
meslektir gazetecilik, otur bilgisayarın başına yaz haberi yolla. Pek de öyle
oturduğun yerden yazmak değildir gazetecilik emek ister, haberin peşinden
koşmak, çabalamak ister. Öyle çok da kolay değildir yani. Bir olayı haber
yapıp, halkı bilgilendirmek adına gecenin bir vakti yollara mı düşmezler,
saatlerce olay yerinde mi beklemezler, haberi yaptıkları için saldırıya mı
maruz kalmazlar daha neler neler… Ama yılmaz işini seven bir gazeteci yaşadığı
hiçbir olumsuz olayla yine işini severek yapar çünkü bir gazeteci haberdar
etmek benim başlıca işim düşüncesini benimsemiştir en büyük sebebi budur. Yoksa
ben bu işi yapıyorum maaşım dolu diyen bir gazeteci yoktur, ben kendi adıma bu
meslekte emeğinin karşılığının maddi olarak alındığını da düşünmüyorum hatta
manevi olarak da.
Birde çok önemli olduğunu düşündüğüm yanlılık
meselesi var, taraf olmak ne kadar doğrudur bir haberde. Elbette haberi yapan
muhabirin bir düşünce yapısı, bir görüşü olacaktır, olmazsa bir sıkıntı vardır
ama haberin amacı olay hakkında bilgi vermek ise tarafsızlık ilkesinin sonuna
kadar sadık kalınması gerekir. Taraf olmak isteniyorsa da kendi düşüncesi
olduğu belirterek yazılmalıdır, taraf olarak yanlış haber yapmak tamamen
mesleğini kötüye kullanmaktır.
Türkiye’de gazete ve gazetecilerin durumu nedir?
Ülkemizde pek parlak değil, eli titreye titreye yazan, bazı kurumlara bağlı
kalarak yazan, doğruyu yazdığı için işinden olan gazetecilerin olduğu
zamanlardayız. Medyanın dördüncü güç olması da etkiliyor tabi. Yayın yasağının
getirilmesi, doğruyu yazdığında tepkilere maruz kalınıyor olması bağımsız
kalmanın ne kadar zor olduğunu gösteriyor. Bir ülke için basının önemi çok
büyüktür ve bağımsız olmalıdır.
Vatandaş çerçevesinden bakacak olursak da gazete okumuyoruz,
almıyoruz. İnternetin bunda her ne kadar etkisi büyük zaten sosyal medyadan ya
da internet sitelerinden haber takip etmek mümkün olsa da gazete almanın,
geleneksel bir tadı vardır. Gazete kokusu dediğimiz şey mürekkep kokusu
değildir sadece sayfaları çevirdikçe buram buram emek kokar. Gazetenin basıma
ve varlığına devam etmesi içinde maddi olarak ayakta kalmaya ihtiyacı da vardır
o yüzden gazete almak sadece haber okumak değil emek verenlere karşılığını
verebilmektir.
‘10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ olarak
belirlenmiştir, gazetecilik mesleği dünya var olduğu sürece var olacaktır. . Bu
güzel ve anlamlı günde tüm gazetecilik mesleğine gönül vermiş ve çalışma
hayatına devam eden gazetecilerin gününü kutluyorum. Kaleminiz hiç tükenmesin.
0 yorum:
Yorum Gönder