13 Haziran 2016 Pazartesi

Sosyallik Mi Bağımlılık Mı?

Günümüzde sosyal medyanın etkileri fazlasıyla artmış olmakla birlikte her geçen gün daha da artmaya devam ediyor. Her mecranın kendine göre etkin olduğu dönem vardır elbette. 1980’li yılları göz önüne aldığımızda televizyon, 90’lı yıllarda internet ve çağımız da sosyal medya başı çekiyor. Bugün birçok insanın şarjsız yaşayamama gibi bir problemi var, bunu tek sebebi sosyal medya kullanım ihtiyacıdır. Gidilen yerde sorulan ilk soru wifi şifreniz var mı olmaya başlamıştır. Hal böyle olunca adım adım bağımlılık halkaları birbirine ekleniyor.
Bağımlılığın her türlüsü kötüdür derken zehrin panzehiri yine zehir değil midir ? Tek fark nedir, dozu. Ölçüyü tuttura bilsek ne âlâ…
Sosyal medya bağımlılığının kilit noktası akıllı telefonların hızla yaygınlaşmasıdır. Yeni nesil telefonların yaygınlaşması ile herkesin bir akıllı telefonu olmuştur. Akıllı telefonu olan herkes, telefonunun özelliklerinden yararlanarak sosyal medya kullanma ihtiyacı hissetmiştir. Akıllı telefonum var, onun hesabı var benim neden olmasın,bende kullanmak istiyorum mantığı ile genci, yaşlısı sosyal medya dünyasına dahil oldu .Sorun nerede başlıyor? Tüketim kültürü içinde kaybolup gitmekle. Kullanımlar ve doyumlar denge sağlayamayınca ruh da obezleşiyor haliyle.
Bağımlılık en başta  insan ilişkilerini zedeliyor. Düğünden düğüne, bayramdan bayrama bir araya gelebilen akrabalar misafirliğe gittiği evde sohbet etmek yerine,  sosyal medyada gezinti yapıyor, duvarında bayram mesajı yayınlıyor. Gençliğin modası da bir araya gelip susmak, toplu ortamlarda herkes bir köşeye geçip elinde telefon ya gezinti yapıyor ya sohbet ediyor. En sağlıklı ve güzel olan yüz yüze iletişim yerini yazılı iletişime bıraktı. Sosyal medya üzerinden sosyal olmaya çalışıp hayata asosyal olmaya başlanıyor.
Yapılan araştırmalar günümüzün 2-3 saatini tweet atarak, post paylaşarak, beğenerek, güncellenen haberlere göz atarak geçirdiğimizi gösteriyor. Bir akıllı telefondan ortalama sosyal medya uygulaması kullanım oranı 7.4, dünya nüfus oranı ile bir hesaplama yapacak olursak bu rakam çok ciddi bir boyutta. Sosyal medya kullanıcıları, Facebook’a bakmadan günde birkaç saatten fazla duramıyor..Instagram’a günde 5 milyon fotoğraf yükleniyor, günde 500 milyon Tweet atılıyor. Linkedin’e her geçen saniye 2 kişi üye oluyor. Her bir kullanıcı Youtube’da günde ortalama 15 dakika geçiriyor.
Rakamlar böylesine tehlike arz ediyorken sosyal medya kullanıcıları tüm bunları yapmadığı zaman kendisini mutsuz hissediyor.Şarjı biten paniklemeye başlıyor. Paylaşım yapamayan ya da neler olup bittiğini takip edemeyen kullanıcı depresif bir ruh haline bürünüyor. Uzmanlara göre  bağımlı olmanın 5 belirtisini şöyle;
  • Sabahları ilk aklınıza gelen şey oysa
  • Sosyal medya sayfalarını sürekli yeniliyor, güncelliyorsanız 
  • Günlük rutininize kadar her şeyi paylaşmadan duramıyorsanız
  • Bilgiye ulaşmak ve bağlantılar için ana noktanız haline gelmişse
  • Canınız sıkılınca aklınıza gelen ilk seçenekse
Dünya teknoloji konusunda hızlı değişim gösteriyor. Hayatımızın vazgeçilmezi sosyal medyayı ne kadar kullanıyoruz? Neden kullanıyoruz? Kimler kullanıyor? Sosyal medya kullanımı ile ilgili sorulabilecek en temel sorular. Sosyal medyanın kullanım alanı bu kadar genişlemişken, Global Web Index verileri ile hazırlanan raporda Türkiye istatistiklerine göre 79.14 milyonluk nüfusun, 46.3 milyonu internete bağlanmakta, 42 milyonu aktif olarak sosyal medyada yer almakta, bu kullanıcıların 36 milyonu mobil cihazlardan ulaşım sağlamaktadır. Türkiye’de sosyal medya kullanıcıların %77’si her gün, %16’sı haftada en az bir kez internete bağlanmaktadır.Türkiye’de en çok tercih edilen dijital platformlar ;
           1-Facebook (%32)
           2-WhatsApp (%24)
           3- Facebook Messenger (%20)
           4-Twitter (%17)
           5-İnstagram (%16)
           Sosyal medya kullanıcısı bu kadar fazla olmasına rağmen devletin denetim mekanizması yetersiz kalıyor. Facebook’a kayıt olma 13 yaş sınırı ile yasalar tarafından korunuyor olsa da buna uyulmuyor. Bir çok aile çocuğunun kaydolmasına göz yumuyor. Güvenlik tam anlamıyla sağlanamıyor. Küçük yaşta sosyal medyayla iç içe olan çocuk bilgi kirliliğine, uygunsuz içeriklere maruz kalıyor ve etkileniyor. Yetişkin bireyler içinde güvenlik, içerik gibi problemler var. Kişisel hakaretler, uygunsuz yapılan paylaşımlar engellenemiyor. Bunların içinde en önemlisi bölücü terör örgütü propagandası yapan sayfalar, hesaplar denetlenmiyor. Bu durum çocuklar ve yetişkin bireyler için tehlike arz etmektedir. Devletin hukuki yollarla koruma altına alması gereken en hassas alandır sosyal medya. Her geçen gün etkisi daha fazla artarken zaman kaybetmeden önlemler alınmalıdır.
Hızla değişim gösteren teknolojik gelişmelerden günümüz insanı da nasibini almıştır. Bu konu üzerine alanında uzman kişiler tarafından çalışmalar yapılıyor olsa da bağımlılığın önüne geçmek adına önemli adımlar atılmış durumda değil. Özellikle genç kuşak tehlike altındayken bilinçlendirme amaçlı çalışmalar yapılmalıdır. Bağımlı bir hayatın ızdırap olacağının bilinci oluşturulmalıdır. Medya bağımlısı değil sosyal olma dileğiyle...

0 yorum:

Yorum Gönder