Son günlerde biraz sakinleşmeyi bekliyordum günler geçti ama
çok sakinleştiğim söylenemez. Geçen hafta gündemimize ‘115 hamile çocuk’
skandalı bomba gibi düştü. Düşmez olaydı!
İstanbul Küçükçekmece'deki Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve
Araştırma Hastanesi'nde, 115 hamile çocukla ilgili polise bildirim yapılmadığı
iddiası ile tepkiler çığ gibi büyümeye başladı.
Sosyal hizmetler uzmanı olarak çalışan İclal N. Hürriyet gazetesine
yaptığı açıklama şöyle; “Olay önce, hastaneye gelen ve hamile olduğu anlaşılan
17 yaşındaki bir çocuğun raporu ve emniyete yapılması gereken bildirim yazısının
olmaması ile ortaya çıktı. Bir süre sonra geçmiş ayları kontrol ederek eksik
bir evrak olup olmadığını tespit etmek istedim. Ben bu birimde 2017’de göreve başladığım
için 1 Ocak 2017- 9 Mayıs 2017 dönemini kontrol ettim. 2016 ve önceki yıllara
bakamadım bile... 5 ay 9 günlük süreçte hastaneye gelen 18 yaşın altındaki
hamile çocuk sayısı 250 civarında. Bu çocuklardan 115’i için emniyete
bildirimin yapılmadığını tespit ettim. Diğer çocuklar için bildirim yapılmış. Yaptığım
tespiti tutanak altına alarak başhekim yardımcısı A. A.’ya bildirdim ancak bir
işlem yapılmadı... Daha sonra görev yerim değişti... Avukatımla da konuşarak
konuyu savcılığa bildirmeye karar verdim ve Küçükçekmece Cumhuriyet
Başsavcılığı ihbar dilekçemden sonra, 3 Ekim günü ifademi de aldı. Bu hastaneye
yılda ortalama, 18 yaşın altında 450-500 hamile çocuk geliyor. Bizim görevimiz,
çocuk yaştaki hamile çocuklar ile ilgili durumu bir üst yazı ile polise
bildirmek. Hayatım boyunca
unutamayacağım bir çocuk var. Yaşı 16’ydı. Tecavüze uğramıştı. Ailesi hastaneye
getirdi. Esasında kürtaj yaptırmak istemişler ama çok geç kalınmış. Doğumhaneye
indirilince benim de haberim oldu ve doğumhaneye indim. Burada 5-6 kadın daha
bulunuyordu. Bu çocuk da doğum için buraya getirilmiş. Ben oraya gittiğimde,
doğum sancısı çeken kadınların çoğu çığlık çığlığaydı. Ben 32 yaşındayım bu
yaşımda ben bile öyle ortamda korkarım. O çocuğun yanına gittim. Kadınların
çığlıkları nedeni ile çok korkmuş ve ağlıyordu. O çocuğun o ağlayışları hâlâ kulaklarımda.
4 yıl önce yaşadığım bu olay bende büyük bir etki yaratmış durumda. Bugün bu
115 çocuk ile ilgili derdimi anlatmak için çalmadığım kapı kalmadı hastane içinde.
Üstelik dışlanan ben oldum.”
Ülkemizde yaşanan ilk olay değil ve ne yazık ki son da
olmayacak gibi görünüyor. Yazmaya
başlamadan önce biraz araştırma yapmak istedim. Ülkemizde tecavüze uğrayanların
%50'si 18 yaşın altında %90'kız, %10nu
erkek. Her yıl 91.000 kız çocuk anne oluyor, tüm evliliklerin 1/3'nü 18 yaşın
altındaki kız çocukları oluşturuyor. Cinsel istismarın kimler tarafından
gerçekleştirildiğine bakıldığında; araştırmalar %77 oranında aile içinde bir
kişi, %11 akrabalar, %5 oranında çocuğun bakımıyla ilgisi olmayan kişiler
tarafından uygulandığını ortaya koymakta. Son yıllarda kız çocuklarına ve oğlan
çocuklarına yönelik neler yapılmış biraz hatırlayalım. Batman’da uyutularak
fuhuş yaptırılan kız çocuğuna tecavüz edenler arasında kentin tanınmış
kişileri, esnaflar ve beş gün önce Hac’dan geldiği öğrenilen bir muhtar da
vardı. ( Hac yaramış muhtara günahlardan arındım gelsin yenileri demiş
anlaşılan) 15 yılda 460 bin çocuk anne olmuş. ( Evcilik oyununda oyuncak
bebekler ile değil kanlı, canlı, nefes alan bebekler ile) Elazığ’da bir lisede dört kız çocuğunun okul
müdürü tarafından cinsel istismara maruz bırakıldığını açığa çıkaran üç
eğitimci 11 gün gözaltında tutuldu. 2016 yılında Ensar Vakfı’nda 45 erkek
çocuğunun cinsel istismara uğramasının ardından, Adıyaman’da 30 öğrencinin
cinsel istismara uğradığı ortaya çıkmıştı. 2017 yılının ilk beş ayında 182
çocuğun cinsel istismara uğradığı ortaya çıktı. Utanç tablomuzun bir kısmı işte
böyle!
Sağlık Bakanlığı ne yaptı peki, konunun daha önce incelendiğini
söyledi "soruşturmaya gerek
olmadığı" görüşünü tekrarladı. Bu olayların üstünü örtmeye çalışan her
birey en az bu eylemleri gerçekleştirenler kadar sorumludur.
Gündemimiz o kadar hızlı değişiyor ki ben bunları yazmak
için beklerken TSK Afrin’e yönelik Zeytin Dalı Harekâtı’nı başlattığını
açıkladı. Tanrı Türk ordusunu korusun dedik dualarımız onlarla. 2 askerimizle
ilgili acı haber aldık. Piyade Astsubay
Üst Çavuş Musa Özalkan ve Üsteğmen Oğuz Kaan Usta şehit düştü. Türk milletinin
başı sağ olsun, ailelerine sabır diliyorum.
Üzülüyorum, hayır Türk askeri ile gurur duyuyorum.
(http://kayisikenthaber.com/yazarlar/ozge-sever/aci-gerceklerimiz/38/)
0 yorum:
Yorum Gönder