5 Şubat 2018 Pazartesi

Dizilerin Gizli Dili


Ülke olarak televizyon izlemeyi seviyoruz, izleme konusunda seçici olduğumuzu söylemek pek mümkün değil. Televizyonda yayında olan dizilerimize bakıp aslında çok çeşitli bir izleyici kitlesine sahip olduğumuzu da görebiliriz.

Yaz döneminde genelde gençlere hitap eden eğlenceli, aşk kokulu diziler sezonluk görevlerini yerine getirip final bölümlerini yaparken, kış dizileri reyting rekorları kırmayı hedefleyen senaryoları ile kanallarında yerini almaya başladı. Erkekler Söz, Çukur gibi dizilerinin olduğu günler televizyon başına kitleniyor kadınlar da İstanbullu Gelin (mesela ben cuma akşamları dünya ile bağlantımı kesiyorum), Kırgın Çiçekler ve adını şu an hatırlayamadığım duygusal dizilerin olduğu saatlerde ekran başında oluyor. Tabii ki herkes izlemekten hoşlandığı dizileri, filmleri izlemeli.
Bazı dizilerin varlığı beni çok rahatsız ediyor mesela ‘Yeni Gelin’ dizisi yabancı bir gelinin doğulu bir aileye katılmasını üzerinde dönen bir olay örgüsü var, izlerken gülüyorsunuz komedi ağırlıklı güzel bir dizi gibi görünüyor. Dizide bir babanın üç eşi ve çocukları var ve bu üç eş yani üç kuma çok iyi anlaşıyor. Tam olarak dikkatimi çeken ve gözüme batan da bu oldu. Bir dizide üç eşli bir erkek var! Normal şartlarda üç kumanın olduğu yerde çeşitli savaşların olması gerekir, kadınlar arasında çekişme olması gerekir ama bu dizide o kadar iyi anlaşan üç kadın var ki kuma olasınız gelir. Dizinin gizli mesajı da bence bu çok eşliliği televizyon aracıyla insanlara güzel bir şeymiş gibi kodlamak.
Çok yeni bir dizi ‘Sen Anlat Karadeniz’ daha çok yeni bir dizi üzgünüm eleştireceğim. Bayıla bayıla izledim evet çok da güzel bir dizi olmuş o zaman sorun nerede? Dizide eşinden hatta eşi bile olmayan bir erkekten sürekli şiddet gören bir kadın var. Zorla evde tutuluyor, şiddet görüyor ve bir şekilde o evden kaçıyor. Karadenizli bir genç onu koruyor onlara yardım ediyor. Çok güzel Karadeniz’de çekilen bir dizi o bölgenin insanlarının nasıl cesur, nasıl korumacı ve iyiliksever olduğunu gösteriyor.  Sorun kadına şiddeti bu kadar göz önünde tutuyor olması, silahlı adamların bu kadar sıradan bir şeymiş gibi gösterilmesi. Aynı silahlı sahneler ‘Çukur’ dizisinde de var. Ne olmuş yani dizi sonuçta bunlar gerçek değil diyebilsek keşke ama diyemiyorum. İnsanlar izledikleri her şeyden öyle etkilenir hale geldi ki o yapıyor ben de yaparım diyor. Dizide karısını dövüyordu ben de döverim diyebilecek insanlar var. Dizilerdeki karakterleri rol model olarak alıyor o nasılsa öyle olmaya çalışan insanlar sorunumuz bu işte tam olarak bu.

Bu diziler olmasın demiyorum ama daha dikkatli olmak gerek diyorum. Çocuklar gördüğü her şeyden çok daha kolay etkileniyor ve unutmuyor. En azından böyle sahneleri olan dizileri izlerken çocukları uzak tutalım ve biz de izlerken sadece kurgulanmış bir sahne olarak izleyelim. Yok, illa örnek alacağım derseniz Faruk’u örnek alın eşini çok seven ve annesi ile eşi arasında çok güzel denge kuran bir erkek modeli. İstanbullu Gelin’i izleyin derim.


Üzülerek söylüyorum şu eleştirdiğim sahneler gerçek hayatta da yaşanıyor hatta daha kötüleri yaşanıyor. Zaten gerçekler böyle kötüyken bir de dizilerde de bunları izlemeye devam edersek ruhsal çökeceğiz. Dizilerin sevgi aşıladığı sahnelerle ekranlarda olmasını diliyorum. 

0 yorum:

Yorum Gönder