1922 yılında “Basın, milletin müşterek sesidir. Bir
milleti aydınlatma ve irşatta, bir millete muhtaç olduğu fikrî gıdayı vermekte,
hulâsa bir milletin hedefi saadet olan müşterek bir istikamette yürümesini
teminde, basın başlı başına bir kuvvet, bir mektep, bir rehberdir” ne güzel demiş M. Kemal Atatürk. Basının halka rehber olduğunu düşüncesi
hâkim, 2018 yılındayız basın ya yandaş ya da muhalif! Yandaş olan seviyesizce
yanlı olma derdinde muhalifte yıpratıcı şekilde karalama hakaret derdinde ikisi
de yanlış çok yanlış çünkü gazetecinin sorumluluğunu Türkiye Gazetecilik Hak ve
Sorumluluk Bildirgesi; “Gazeteci, basın özgürlüğünü, halkın doğru
haber alma, bilgi edinme hakkı adına dürüst biçimde kullanır” olarak belirtmiştir.
Türkiye Gazetecilik Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ni her
gazeteci çok iyi anlamalıdır sorsan o ne diyecek insanlar gazeteci bu ülkede
kahretsin!
Şimdi size bir gazeteciden bahsedeceğim, 1050 yıllarında
yaşamış yabancı biri adına X diyelim. Bu gazeteci bir gün doğa ile ilgili haber
yapmak için gezerken tarihi eserin göçüğü altında kalmış bir vatandaşı bulur. “Lanetli
Kazı”, “Diri Diri Gömülen Adam” manşetiyle kasabanın gazetesinde verir. Haber
tüm ülkeye yayılır ve gündemde bu haber ve gazeteci X vardır. Ülkenin vatandaşları oraya toplanır, kurtarma
çalışmaları başlatılır. Bir süre daha gündemde kalma çabasıyla X, çalışmalara
gizliden engel olur haber yapmaya devam eder. Bu bir süre daha böyle devam eder
ve göçük altında kalan adam hayatını kaybeder. Gazetecinin gündemde kalma hırsı
bir insanın hayatına mal olur. Basın ahlakının ihlal edilmesinin vereceği
zararları örneklerle çoğaltmak mümkün. Size anlattığım gazeteci “Ace in The
Hole” filminin karakteri Chuck Tatum, anlattığım olay bir film ama
gazeteciliğin meslek ilkelerini, meslek ahlakını görebileceğiniz bir film
izlemenizi tavsiye ederim.
Türkiye’de gazeteci olmak için cilt cilt kitaplar okumanıza
gerek yok. Herhangi bir yerde bir şeyler yapıp ben gazeteciyim diyen insanlar
ile dolu ülkemiz. Yerel basın gün geçtikçe yerin dibine giriyor. Dil bilgisi
olmayan insanların haber yazdığı gazeteler haline geldiler. Meslek bilgisi yok,
meslek ilkesi yok, dil bilgisi zaten Allah’a emanet ama gazeteciler. İletişim
Fakülteleri niye var o zaman? Bunca öğrenci niye gecesini, gündüzüne katıyor? Kusura
bakmayın ben serum takmayı öğrenip gidip bir hastanede hemşirelik yapamıyorsam
lisans mezunu olmayan biri de benim işimi yapıyorsa azcık eleştiriye maruz
kalsın. İşini severek yapan ve kendini geliştirmiş, geliştirmeye çalışan
insanları ayrı tutmak istiyorum, amacım eleştiri yaparken haksızlık yapmak
değil.
Tarih 24 Ocak 1993 gazeteciliği etik ilkeler ile yapan biri
aramızdan ayrıldı, ayrılmadı hatta ayırıldı. Uğur Mumcu 24 Ocak’ta suikast ile
öldürüldü. Yıllar geçmesine rağmen ölümü ile ilgili soru işaretleri hala
giderilmedi. Mumcu kendini söyle tanımlıyor; “Gazeteci, haber ve bilgi
kaynağına en çabuk ulaşan ve bu kaynaklardan edindiği bilgi ve haberleri
okurlara sunan insan demektir.” Hiçbir
gazeteci işini yaptığı için canından olmamalı!
Gazeteci olmak zordur aslında çünkü birey olarak bir siyasi
görüşü, hayat felsefesi, dünyaya bakış açısı, dini inanışı, insanı
olguları vardır. Haberi yazması,
yazarken bunları bir köşeye bırakması da kolay değildir belki ama şunu kendine
söyleyen biri de bunu çok kolay başarır diye düşünüyorum. “ Benim işim haberi
yazıp, halkı haberdar etmek, bilgi vermek” bu yolla tarafsız olunabilir.
Yazmadan geçemeyeceğim bir de halkın sesi olduğunu iddia
edip çalışanının hakkını yiyen medya patronları var. Özel sektörün mü gözü kör
olsun hak, hukuk gözetmeyenlerin mi olsun onu takdiri ilahiye bırakıyorum.
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü kutlu olsun. Çalışamayan gazetecilere
de kutlu olsun. Özellikle gazeteciliğin hakkını verenlere kutlu olsun. Haber
değeri bol, kalemi kutlu, meslek hayatı onurlu olsun.
0 yorum:
Yorum Gönder