21 Ağustos 2018 Salı

Bayram Gelsin Gönüllere



İki bayram arasında şu kadar gün var diye sayarken bir baktık ki bayram gelmiş. Günler hatta aylar öncesinde gelecek olan 9 günlük tatili nasıl değerlendireceğimizi düşünmeye başladık. Erken rezervasyon indirimleri, şu tatil köyü, buradaki avantaj diye düşünenler yollara düştüler. Kurban kesecek olanlar hayvan pazarlarına koştular. Belki bu bayram bağış yapayım dediler bir hayır kurumuna adadılar bu kurbanı.

Ben ise seyir halinde yazıyorum bu yazıyı. Bir şehirden bir şehre bayram yolculuğu yaparken yazmanın keyfi de bir başka. Eskiden bayram tatillerini büyüklerini ziyaret etmek yerine bir yerlere gezmeye gidenlere sinir olurdum yalan değil. Yıllar geçti iş hayatının kapısından girdim, hayat yoğunluğum arttı işte o sinir olduğum insanlara hak vermeye başladım. Birkaç senedir bu bayram tatili şuraya gideceğim bunu yapacağım desem de kendimi dedemin dizinin dibinde buluyorum. Her sene ya son bayramımız olursa diye kaygılanıp sonra vicdan azabı çekme korkusuyla tatilden vazgeçiyorum. 

Yaşamımız sürekli değişiyor. Hayata her gün biraz daha farklı tutunmak zorunda kalıyoruz. Değişen dünya değerlerimizi de değiştiriyor. Değişiyoruz sonra nerede o eski bayramlar diyoruz. Sahi nerede? Bayramlar bir yere kaçmış olamaz değişenin aslında kendimiz olduğumuzu kabul etmiyoruz. Eskiden cep telefonları bu kadar yaygın değildi ev telefonlarının ücretlendirmesinin de çok uygun olduğunu düşünmüyorum ama herkes bayram için birbirini arardı. Şimdi sınırsız konuşma paketleri var ama biz ne yapıyoruz toplu mesaj ne kadar samimiyetsiz. Hayır, yani herkese atılan mesaj ne kadar içten olabilir ki? Bir de tuşlu telefondan akıllı telefona geçmiş orta yaş üstü ergenleri var. Ben onlara ergen diyorum çünkü aynı şeyi genç yaşta biri yapsa eleştire eleştire bitiremeyecekleri her şeyi kendileri yapıyor. Bayramlaşmaya gitmiş sohbet etmek yerine ne yapıyor Facebook’ta geziyor. Ayıp yahu ayıp! Bir toplum un kültürel değerleri o toplumun varlığını sürdürmesi için çok önemli. Bizi biz yapan her şey çünkü onlar. Diğer toplumlardan ayıran öz benliği oluşturan ve gelecek olan kuşaklara bırakacağımız mirasımız. Umarım bayramda sosyal medya gezintisi yapmayı bırakmayız onlara.
Kurban bayramı da böyle bir miras. Kentsel yaşama geçtiğimiz için eskisi gibi kimse evinin bahçesinde kurban kesmiyor gerçi artık ama başka bir yerde kesilse de kurban eti eve geliyor mutfakta saatlerce başında uğraşılıyor bir şekilde hep hareketliliği var. İnanan için imkansız bir şey yoktur. İsmail bir gün Tanrı’ya dua eder bir çocuğu olması için Tanrı’da ona İsmail’i verir. İbrahim oğlunu kurban edeceğine söz vermiştir. İsmail’de ki cesaret ise takdire şayandır.  Tanrı baba ile oğlu ayırmaz indirir gökten bir kurbanı,  İbrahim onu keser oğlunun yerine. Böyle gelir günümüze kurban bayramı. Dini anlamı ve bayramda neler yapılması gerektiği hakkında uzmanlar bilgilendirme yapıyor. Bayramın özü paylaşmak bence etini, emeğini, mutluluğunu…

Evet sevgili okur sanırım ilk defa bayramlaşacağız. Sevdiklerinizle güzel bir bayram geçirmenizi dilerim.

0 yorum:

Yorum Gönder