2 Mart 2020 Pazartesi

Kırgınlık Üzerine



Kırık parçalarımı saklıyor olmanın bir faydasını görmedim. Kırık, dökük anılar öyle çekmecelerde saklamaya değer birer fotoğraf değil. Hem zaten o süslü cam çerçeveler de yere düştü. Süpürüp çöpe attım. Fotoğrafı çekmeceye kaldırdım. 

Geçmişi saklamak ile geçmişi kabullenmek arasındaki farkı gördüm. Affetmek de gizliymiş meğer bilmece. Oyunun şifresi buymuş çözdüm. Kendimi sarmanın yolunun kendimi kanatmaktan geçtiğini yaşayarak anladım. Şifalandım, şifa oldum…

Bir başkasından bulamayacağım sevgiyi aynada buldum. İnsanı en çok kendisi yoruyor ama insan hep başkasında arıyormuş suçu. Yorgun döşeğimde sabahladığım gecelerde tanışım adalet ile. 


Kendine kırılmak ağır bir yük. Sen istemezsen kimse ama kimse yaralayamaz seni. Sustuğum anlarda ruhumun haykırdığını hissettim. Sen istemezsen diyordu yaralanmak isteme, bunu yapma kendine.

Kırgın parçalarımı yapıştırmaktan vazgeçtiğim gün büyüdüm. Susmayı, kandırmayı, geçmişe takılıp kalmayı sorguladığımda büyüdüm. Yalnız değil tek başına güçlü olmanın güzelliğini gözlerimdeki ışıltıda gördüğümde anladım. Kırgınlık, belimi büken bir yükmüş silkelendiğimde hafifledim.


Görsel: Pablo Picasso 'Ayna Karşısındaki Kız'


0 yorum:

Yorum Gönder